Ani ölümüyle sevenlerini yasa boğan Köylülerimizden (efu) Hikmet Yılmaz’ın Ulusal Medyada el sanatına dair haberini paylaşmıştık.
Hikmet amcamızın Anısına haberimiz;
Köylülerimizden Zonguldak’ta ikamet eden (Efu) Hikmet Yılmaz’ın ünü sınırları aştı.Türkiye’nin en büyük haber ajanslarından Anadolu Ajansının konuğu olan köylümüzün yaşantısını ve el emeğini haberleştiren Anadolu Ajansının haberiyle kısa sürede sosyal medyada,yerel ve ulusal medyada geniş yer buldu.
Turkuaz Medya Grubuna bağlı A News kanalı köylümüzün yaşantısını ve el emeği işini video haber yaparak ingilizce olarak dünyaya servis etti
Anadolu Ajansının Haberi ve ANews’in Video Haberi
Zonguldak’ta Hikmet Yılmaz, hiçbir yardım almadan yapımını ve nota bilgisi olmadan kullanmayı öğrendiği kabak kemane ve kemençeyi atölyeye çevirdiği evinin bodrum katında kendi imkanlarıyla üretiyor
Zonguldak’ta dedesinin izni olmadığı için heves ettiği kemençeyi uzun yıllar çalamayan Hikmet Yılmaz, nota bilgisi olmadan kullanmayı ve hiçbir yardım almadan yapımını öğrendiği kabak kemane ve kemençenin üretimini atölyeye çevirdiği evinin bodrum katında sürdürüyor.
Çaydamar Mahallesi’nde ikamet eden 3 çocuk ve 2 torun sahibi Hikmet Yılmaz (60), çocukluk ve gençlik yıllarında merak ettiği kemençeyi dedesinin izni olmadığı için kullanamadı.
Dedesinin vefatının ardından zamanını değerlendirmek için kemençe ve kabak kemane yapmaya ve kullanmaya çalışan Yılmaz, zaman içerisinde kendisini geliştirerek bu enstrümanların üretimine başladı.
Atölyeye çevirdiği evinin bodrum katındaki 6 metrekarelik alanda 2005 yılında emekli olduktan sonra çalışmalarına hız veren Yılmaz, burada ardıç, erik, dut gibi ağaçlardan kemençenin yanı sıra su kabağından kabak kemane, ağaç malzemelerinden çeşitli hediyelik eşyalar ile baston üretmeye devam etti.
Şimdilerde yaptığı enstrümanlar talep gören Yılmaz, “yaparken ve çalarken huzur buluyorum” dediği enstrümanların üretimine ömrünün sonuna kadar devam etmek istiyor.
“Bizimkisi el emeği, zahmetli bir iş”
Hikmet Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlardan itibaren kemençeye ilgisinin olduğunu ancak aile büyüğünün izni olmadığı için uzun yıllar çalamadığını söyledi.
Zaman içerisinde kemençe yapımına başladığını anlatan Yılmaz, “Aslında seri imalat yaparım ama imkanım yok. Bu işte takım taklavat çok önemli çünkü hep oyma işi. Bizimkisi el emeği, zahmetli bir iş.” diye konuştu.
Yılmaz, görenlerin çalışmalarını beğendiğini belirterek, “Ben bu işi severek yapıyorum. Usanmadan sabahtan geceye kadar atölyede çalışıyorum, çıkasım gelmiyor. Yaptığım işten keyif alıyorum. En güzel ağaç ardıç, erik, sarmaşık ağaçlarından çok güzel ses olur. Önemli olan kapaktır. Kapak iyi oldu mu ses her ağaçtan da çıkıyor. Çam ağacından da kemençe yaptım. O da çok güzel ses veriyor.” ifadelerini kullandı.
Kemençe yapımında ince işleri yapmanın zor olduğunu aktaran Yılmaz, “Kemençe yapımında zahmetli olan oyma işleri. Bu işleri ufak tefek takımlarla yapıyorsun. İçerisini zımparalıyorsun, parlatıyorsun. Kemençe parlak olduğunda daha iyi ses veriyor.” dedi.
Yılmaz, kemençe yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını, imkanı olduğunda daha iyilerini yapmaya çalışacağını dile getirdi.
